Boşanma süreci, çoğu insan için hayatının en zorlu dönemlerinden biri. Duygusal olarak zaten sarsıcı bir süreç yaşanırken, bir de işin hukuki boyutu ortaya çıkıyor. “Boşanmak istiyorum ama elimde ne var?” sorusu da genelde ilk akla gelenlerden biri oluyor. Çünkü bir boşanma davasında sadece yaşananlar değil, bunların ispatlanabilir olması da önemlidir.
Hâkimin Önündeki En Büyük Kriter: İspat
Boşanma davalarında temel kural şudur: iddia edilen her şey ispatlanmak zorundadır. “Eşim beni aldattı”, “şiddet gördüm”, “evliliğimiz çekilmez hale geldi” gibi söylemler, eğer somut delillerle desteklenmiyorsa, çoğu zaman havada kalır. Çünkü mahkeme duygularla değil, somut kanıtlarla karar verir.
İspat yükü genelde iddiada bulunan kişiye aittir. Yani sen eşinin seni aldattığını söylüyorsan, bunu ispatlaman beklenir. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını öne sürüyorsan, bu sarsılmanın nedenini ve nasıl gerçekleştiğini göstermen gerekir. Bu noktada delil olarak kullanılabilecek şeyler oldukça çeşitli ama her biri belli şartlar altında geçerlidir.
Boşanma Davalarında Sık Kullanılan Deliller
En klasik delil, tanık beyanıdır. Aile yakınları, arkadaşlar, komşular veya iş arkadaşları gibi, evlilikte yaşanan sorunlara doğrudan ya da dolaylı olarak tanık olmuş kişiler mahkemede dinlenebilir. Ancak tanığın söyledikleri, duymaya ya da görmeye dayalı olmalı. “Duydum” değil, “şahit oldum” demesi gerekir. Örneğin, eşin tarafından tehdit edildiğini söylüyorsan ve buna şahit olmuş biri varsa, bu kişi tanık olarak dinlendiğinde beyanı ciddi bir delil olabilir.
Bunun yanında, yazılı ve görsel belgeler de önemli yer tutar. WhatsApp mesajları, e-postalar, sosyal medya yazışmaları, ses kayıtları, video kayıtları gibi deliller özellikle aldatma, hakaret, tehdit, psikolojik şiddet gibi durumlarda işe yarar. Fakat burada dikkat etmen gereken bir şey var: bu kayıtların hukuka uygun şekilde elde edilmiş olması gerekiyor. Örneğin, bir kişinin haberi olmadan gizlice yapılan ses kaydı, her zaman delil olarak kabul edilmeyebilir. Hâkim, bu delilin elde edilme biçimini de değerlendirir.
Bir diğer etkili delil türü de fotoğraflar ve görüntülerdir. Eşinin başka biriyle uygunsuz bir şekilde görüldüğünü belgeleyen bir kamera kaydı ya da otel giriş çıkış kayıtları, aldatma iddiasında çok güçlü delil sayılabilir. Ayrıca, mesaj içerikleri ve birlikte çekilmiş samimi fotoğraflar da boşanma dosyasına girebilir.
Hastane raporları, adli muayene tutanakları ya da psikiyatri değerlendirmeleri de fiziksel veya ruhsal şiddet iddialarında ciddi delil niteliği taşır. Özellikle darp raporu gibi belgeler, boşanma sebebini doğrudan destekler. Keza, polis tutanakları, savcılığa yapılmış suç duyuruları ve mahkeme kararları da etkili şekilde kullanılabilir.
Maddi durumla ilgili deliller de zaman zaman önem kazanır. Nafaka ya da mal paylaşımı gibi konular gündemdeyse, banka kayıtları, maaş bordroları, tapu ve araç kayıtları da dosyaya dahil edilebilir. Mal kaçırma şüphesi varsa, son dönemde yapılan tapu devirleri ya da para transferleri de incelemeye alınır.
Hangi Deliller İşe Yaramaz?
Her şey delil midir? Hayır, maalesef değil. Bazı şeyler mahkemeye sunulsa bile dikkate alınmaz. Örneğin, sadece söylentiye dayalı iddialar geçersizdir. “Komşum bana öyle dedi”, “internetten okudum, eşim kesin aldatıyor” gibi laflar yargılamada hiçbir karşılık bulmaz.
Ayrıca, hukuka aykırı şekilde elde edilen deliller de çoğu zaman geçersiz sayılır. Örneğin, eşinin telefonuna izinsiz şekilde girip tüm özel yazışmalarını alırsan, bu ciddi bir hak ihlali olur ve bu şekilde alınan delil büyük ihtimalle reddedilir. Aynı şekilde gizlice evin her yerine kamera yerleştirip kayıt yapmak da hem hukuka aykırı hem de etik dışı bulunur. Bu tür girişimler mahkemede aleyhine bile dönebilir.
Tanık konusunda da bir hassasiyet var: doğrudan olaylara tanıklık etmeyen kişilerin beyanları pek işe yaramaz. Özellikle taraflardan birinin yakın akrabası ya da boşanma sürecinde taraf olan kişilerin söyledikleri genellikle kuşkuyla karşılanır. Bu yüzden tanık seçimi de özen ister.
Bir yanıt yazın